Eleştiri. TDK’da sözcük anlamı: “Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi.” Bir işi iyi yaptığınızda yapılan övgüde, kötü yaptığınızda yapılan yermede bir tür eleştiri. Eleştirileri kabul etmek ya da etmemekte eleştiriye maruz kalana kalmış. Ama maalesef günümüzde çoğu insan, kurum, kuruluş, eleştiriye tamamen kapalı.
Geçtiğimiz haftalarda Bolu Belediyespor’a özel analiz başlıklı yazımızda Belediyespor’un son 10 yıllık analizini yaptık. Eleştirdik. Ancak Bolu Belediyespor Kulübü Başkanı hem yazımızın altına yorum yazarak hem de yazıyı kaleme alan Engin KARAGÖZ’ü arayarak son sezon için eleştirileri kabul etmediğini beyan etmiş.
Bolu Belediyespor Kulübü Başkanının yapmış olduğu açıklamayı bire bir yayınlamakta sakınca görmüyoruz;
“Bence önce editörün nefesi kuvvetli bir hocaya ihtiyacın olacak, Hoca bulunmazsa ben ayrıca okuyup üfleyeceğim. Hiç kimsenin bu takım hakkında ve ya kulüp hakkında hariçten gazel okumaya hakkı yok. Önce iyi bir araştırırsın Bilgi toplarsın ondan sonra yazarsın. Bolu Belediyespor Voleybol takımı bu sene her iki gruplardaki takımlara bakıldığında bütçesi en düşük takımlardan biri. Lig sonu gelmesine rağmen formasında bir tek reklamı olmayan , şirketin sponsorluğu olmayan kendi özkaynakları ile 2.900 sporcuya hizmet vermeye çalışan bir kulüp. Oyuncu sayısı en az olan , staff sayısı en az olan takımlardan birisi ve bu takım üst üste 6 galibiyetten sonra iki oyuncusunun bağlarının kopması nedeni ile bir oyuncusunun parmağının kırılması nedeni ile ameliyat olduğu iki as oyuncusunun da 3 hafta sakatlık nedeni ile oynayamadığı kulüp Bolu Belediyespor. Maliyeti yüksek olan oyuncu gönderildikten sonra yenilgiler alınmadı, yenilgilerden sonra oyuncu gönderildi.
Bolu Belediyesporda Playoff a gidn takımdaki yabancı oyuncularn bedelleri playoff taki takımların aynı mevkii yerli oyuncuların bedellerinin neredeyse yarısı iken,şirketlerin fahiş fiyatlara oyuncular aldığı,Kamu Kurumlarının Kulüplerinin paralarını har vurup harman savurduğu yerde yerli oyuncunun yarı fiyatına oyncu oynatan Bolu Belediyespor'u kimse eleştirmez.Önce Playoff taki takımların bütçelerine bakacaksın sonra bizi eleştireceksin. Playoff da oynama şansı bulan üç tane oyuncu bu takımın alt yapısından yetişti. Halen alt yapıda 2. ligde kulübün takımı mevcut. Basketbolu kapatılıp Voleybolun devm etmesinin tek sebebi alt yapının olması. Amç gençlere hizmet olduğu için bu kulübün 16 branşta 2900 lisanslı sporcusu var. Oyuncu maliyetlerini yükseltip,milli takımın alt yapısndaki oyuncuları dahi yedekte bırakarak transfer etmemizi engelleyen,biz transfer etmeyelim diye yedek oturtmak pahasına oyuncu alan kulüpler varken zorluklara rağmen playoffa giden bu kulübe saygı duyacaksınız.
Bu sene özellikle Karşıyaka maçında , Göztepe maçında ve bir çok maçta Tribünlerde kaç kişi vardı , kaç aile maçı izlemeye gelmişti dikkat ettin mi hiç. O genç kızların ablalarına nasıl baktığını imza almaya çalıştıklarını gördün mu?Yine oyuncuların okullara gidip gençlerle buluşup sporu anlattıklarını izledin mi ? Bunları görseydin Sultanlar Ligine çıkmanın araç olduğunu asıl amacın Voleybolu sevdirmek ve Halkı , aileleri salona çekmek , spora özendirmek olduğunu anlardın. 2. ligde oynayıp bir tek başarısı bile olmayan alt yapısı olmayan , playoffa kalamayan ve maliyeti Voleybol branşının nerede ise 2 katı olan Basketbolu kapatıp tüm olumsuzluklara rağmen Playoffa kalan Voleybol takımının hakkını veremediğini düşünüyorsan O dediğiniz bize tavsiye ettiğin Hocaya bizim yöntemlerimiz ile sizi okutur hafızanızın ve algınızın açılmasını sağlarız.”
Yazımıza 2009 yılında kulübün emekli imamı çağırıp oyuncuları okutmasını örnek göstererek başlamıştık. Öylede kapattık. Sadece bir ironiydi. Sayın Başkan yazıda da yazıyı yazan editöre telefonla da kendi başkanlık dönemini anlatmış. Öncesi beni ilgilendirmez demiş. Ama yazımızın başlığı son 10 yılın analizi idi. (TDK’ta göre analiz: çözümleme) Yani son sezona ait bir analiz değildi. Kendilerinin bilmesini isteriz.
Şimdi Türkiye gündeminden örnekler vererek olayı aydınlatmaya, algımızı açmaya çalışalım.
Herkesin anladığı bir branş futbol. Ve Türkiye’nin köklü kulüplerinden biri Fenerbahçe. Yapılan son seçimde ezici farkla başa Ali Koç geldi. Taraftarlar “oh be” dedi. Tamam dedi. Genç, vizyonu olan, görmüş geçirmiş, başarılı bir iş adamı başımızda sırtımız yere gelmez diye düşünmüşlerdi. Ne oldu? Sonuç daha ilk yılda hüsran. Ali KOÇ’a daha ilk sezonun ardından “yönetim istifa” diye ortalığı inleten hatırı sayılır taraftar sayısı mevcut. Ama birde Ali KOÇ'u dinleyin. Yönetimin çıkmazlarını, transfer politikalarını, eski borçları, sakatlıkları vs vs. Sabaha kadar anlatır dert yanar. Peki taraftarın ya da basının umurunda mıdır? HAYIR! Taraftar başarı ister. Taraftar bir futbolcuyu kaça aldığına, kaça sattığına, kimin sakatlanıp kimin iyileştiğine, eskiden ne kadar borç vardı şimdi ne kadar borç varmış, diğer branşlara ne kadar aktarılmış bunlara bakmaz. Total de neye bakar? BAŞARIYA. Takım başarısızsa, yönetimin uykusuz kalıp kalmadığı, ne kadar borca girdikleri bu borcu nasıl ödeyecekleri, sakatlıkların nasıl tedavi edileceği umurlarında değildir. Çünkü yönetim bu yüzden vardır. Taraftar eleştirir. Taraftar haklıdır. Okuyun basının yaptığı haberleri; başarısız sonuç alınınca “ya aslında Ali KOÇ çok uğraştı ama olmadı çokta yönetimin üstüne gitmeyin” demez. Sürmanşetlerde TARAFTARDAN YÖNETİME İSTİFA SESLERİ diye başlıklar atılır.
Yakın zamanda başımıza geldiği için başka bir yerden örnek verelim; Malum okullar tatil öğrenciler evlerinden EBA sistemiyle ders görüyorlar. İlk defa kullanıldığından Türkiye’de de bir ilk. Ve büyük başarı. Milli Eğitim Bakanı Ziya SELÇUK sistemin nasıl işlediğinden, altyapısına kadar her şeyin düşünüldüğünü, geçlerin, çocukların eğitimine aralıksız devam etmesi için çaba gösterildiğini televizyonlarda defalarca anlattı. Bakıldığında gerçekten düşünülmüş, altyapısı hazırlanmış, başarılı bir sistem. Sonra ne oldu? Gazetelerde TV’lerde boy boy başlıklar; “EBA’da tepki çeken görüntüler” “Öğrencilere Adnan Menderesin İdam görüntüleri izletildi” vs. Tepkiler doğru mu? Doğru. E ne oldu şimdi aylarca geri planda süren alt yapısından üst yapısına, verilen onca emeğe? Kim suçlu bulundu? Tabii ki yönetim. Yönetim defalarca açıklama yaptı, özür diledi vs. Ama vatandaş buna bakmaz. Vatandaş sonuca bakar. Eleştirir.
İki basit örnek verdik. Kıssadan hisse.
Şimdi konumuza geri dönelim. Bolu Belediyespor’a.
Yine üzerine basa basa ifade ediyoruz. Kişiler bizi ilgilendirmiyor. Biz kurumsal yapıyı eleştiriyoruz. Belediye kulübü olduğunuz için, yerel medya tarafından reklam kaygısı nedeniyle eleştiri alamayabilirsiniz. Taraftar topluluğunuz olmadığı için bir avuç voleybol sever dışında taraftardan da eleştiri almayabilirsiniz. Ama biz 10 yıldır olduğu gibi yine eleştiriyoruz. Kulübün son 10 yılda ki karnesine bakın. Kurduğu kadrolara bakın. “Bu takım bu kadroyla nasıl şampiyon olamamış arkadaş” dediğimiz sezonlar var. Biz bunları eleştiriyoruz. İleride son maça kadar galip gelip 1 maçı kaybederseniz, yeri gelir bu da eleştirilir. O yüzden eğer bir yönetici iseniz yapıcı olan ya da olmayan tüm eleştirilere açık olmalısınız.
Sayın başkan bize cevaben; “Bence önce editörün nefesi kuvvetli bir hocaya ihtiyacın olacak, Hoca bulunmazsa ben ayrıca okuyup üfleyeceğim. Hiç kimsenin bu takım hakkında ve ya kulüp hakkında hariçten gazel okumaya hakkı yok. Önce iyi bir araştırırsın Bilgi toplarsın ondan sonra yazarsın.” demiş.
Öncelikle geçtiğimiz şu süreçten dolayı sosyal mesafeye uyalım. Okuma, üfleme işlerini yine hocalarımız yapsın. Ha illa ben okuyup üfleyeceğim diyorsanız, önemli olan niyettir. Uzaktan da kabul olur. Bolu Belediyespor hakkında herkesin eleştiri yapma hakkı vardır. Bir aile şirketi değil spor kulübü yönetiyorsanız eleştiriye açık olmalısınız. Bu hariçten gazel okumak değildir. Araştırma konusuna girmiyorum, kulübün yıllık gelir gider tablosu bizi ilgilendirmediği gibi kimseyi ilgilendirmez. Kime ne kadar vermişsiniz, kimi alamamışsınız, rakibiniz oyuncu satmamış, oyuncunuz sakatlanmış bunlar teknik ve yönetimi ilgilendiren konular. Taraftar buna bakmaz. Basın bunu sadece haber yapar. Ve neticeye bakar. Neticeye bakıldığında son 10 yılda ne kadar yol alındığı ortada.
Sayın Başkan “Bu sene özellikle Karşıyaka maçında , Göztepe maçında ve bir çok maçta Tribünlerde kaç kişi vardı , kaç aile maçı izlemeye gelmişti dikkat ettin mi hiç.” diye sormuş. Sormuşken cevap verelim. Kale1957 maçını Bolu’da oynadınız. Maçtan önce gerek yerel basında, gerek sosyal medyada Bolu’lu sporseverleri maça davet ettiniz. Hatta maça gelip selfie çekip paylaşanlara belli bir süreliğine spor salonu üyeliği hediye edeceğinizi beyan ettiniz. Sonuçta ligin en önemli ve son maçlarından biri. Çabalarınıza diyecek bir şey yok. Ama sonuç? Aşağıda fotoğraflarda sonuç görünüyor. Bir altında ki fotoğrafta ise rakiplerinizden Karşıyaka’nın en önemli maçlarımızdan biri, bizi yalnız bırakma diye benzer davetleri yaptığı Göztepe karşılaşmasından tribün görüntüleri.
Gelelim son cümlenize… “O dediğiniz bize tavsiye ettiğin Hocaya bizim yöntemlerimiz ile sizi okutur hafızanızın ve algınızın açılmasını sağlarız.” Yöntemleriniz nedir, hafızamızı ve algımızı nasıl açacaksınız bilmiyoruz. Ama biz biraz düşündük yapabileceklerinizi ihtimal dâhilinde sıraladık; Belki zamanında eleştire eleştire açılması yönünde öncü olduğumuza inandığımız internet sitenizde, sezon öncesinde kadroya kimler katıldığı hakkında bilgi verebilirsiniz. Örneğin son sezonda birkaç oyuncu haricinde kimlerin geldiğini, kimlerin gittiğini maçlara gelince öğrenebildik. Mesela sözleşmesi herhangi bir nedenle feshedilen oyuncuların neden gönderildiğini bilmek isteriz. Kimlerin sakatlandığını ve kaç hafta karşılaşmalara çıkamayacağını bilmek isteriz. Sezon boyunca sadece galibiyet haberlerinizi değil, mağlubiyet haberlerinizi de görmek isteriz. İş adamlarının takıma verdiği destek tabi ki önemlidir ama oraya teşekkür haberi yapılan süre kadar belirttiğimiz konularda da haber metni girilse belki sadece bizim değil sizleri takip edenlerinde hafızası ve algısı açılır. Bunlar sadece birkaç öneri. Ya da geriye dönük 10 yılı bir araştırın. Kim nerede ne hatalar yapmış bir bakın. Belediyespor’a nereden nasıl personel temin edilmiş bir bakın. Dile kolay 10 koca yıl. Bu tabi bizim bildiğimiz, daha da geçmişe gidin. Neden bunca yıldır altyapıdan sadece 3 oyuncu çıktığını bir sorun. Altyapının şu andaki durumunu bir sorun. Takıma sezon boyunca reklam vermeyen iş adamlarına neden vermek istemediklerini bir sorun. 1 sezon oynadıktan sonra koşa koşa takımdan başka takımlara giden oyunculara neden kalmak istemediklerini bir sorun. Her sene antrenör ve oyuncu değiştirmeyi adet edinenlere neden böyle oldu diye bir sorun. Bu takımı sizlere biz devretmedik. Devraldıklarınıza sorun. Onların hafızasını ve algısını açın.
Sonuçta hiçbir kulübün kötü olmasını, başarısız olmasını isteyecek değiliz. Gelecek sezon inşallah hedeflerinize ulaşır, bu kez başarılarınızı sitemizde seve seve yayınlarız.
Söz başkanlardan açılmışken, Karşıyaka Voleybol Şube Başkanı Sayın Serkan ERGÜVEN lig bitiminde bir basın bildirisi yayınladı. Yayınlanan basın bildirisi şu şekilde;
“Cumartesi günü Edremit Belediyesi Altınolukspor’a evimizde kaybederek maalesef sezon öncesi koyduğumuz playoff hedefinin dışında kaldık. Büyük emekler verdiğimiz sezonu bu şekilde noktalamak istemezdik.
Öncelikle bizden desteğini esirgemeyen Yaşar Üniversitesi’ne çok teşekkür ediyorum. Bu birliktelik önümüzdeki yıllarda mutlaka meyvesini verecektir.
Her maçımızda artık kemikleşen ve tribünde çocuklarıyla harika bir ambiyans yaratarak yanımızda olan, deplasmanlarda takımımızı yalnız bırakmayan voleybol sever bir kitle oluşturduğumuz için ne mutlu bize diye düşünüyorum ve hepsine tekrar teşekkür ediyorum.
Altyapımızdan yetişen çok değerli bir kadromuz var. Teknik ekibimizin tecrübesi ve kalitesi belli. Yine de yüksek bütçeli, devlet destekli ve özellikle iki yabancı oyuncu bulunan rakiplere karşı mücadele etmek kolay değildi. Dört sezondur en önemli ilkemiz; mali disiplini bozmadan, ağırlıklı kendi yetiştirdiği sporcularla ne olursa olsun taşıdığı formanın hakkını veren bir yapı yaratmaktı. Transfer politikamız her sezon için geleceği düşünen ve Karşıyaka yapısına uygun sporcular üzerine kuruldu. Tüm bunlara rağmen bu sezon ligi playoff dışında altıncı sırada tamamlamak başarısızlıktır. Bu başarısızlıktaki tüm sorumlulukta başkan olarak ben ve şube yönetimimindir.
25 çalışanı, 163 lisanslı sporcusu, kendi salonu ve servis aracı olan 304 spor okulu öğrencisi ile görevde olduğumuz dört sene boyunca büyük bir aile yaratarak yaşamasını sağladık. Karşıyakalıların desteği ile yaptığımız altyapı salonunun çok uzun seneler boyunca camiamıza hizmet edecek olması en büyük gurur kaynağımızdır.
A takım sezonunu bitse de önümüzde altyapı şampiyonaları var. Bu şampiyonalarda da elimizden gelenin en iyisini yaparak sezonu sonlandırdıktan sonra genel durumu değerlendirip bize yakışanı ve gerekeni yapacağımızdan camiamızın şüphesi olmasın.”
Üslubun kimliğindir demiş Cemil Meriç. Ne güzel özetlemiş olayı değil mi?
Tam bu yazıyı hazırlarken bizim Analiz yazımızı, http://www.bolugundem.com/sultanlara-ozel-analiz-129743h.htm internet sitesinde kendi haberleri gibi yayınladıkları ihbarını aldık. Yazıya baktık. Gerçekten bizim yazımız. Ama kesilip kırpılmış, yazımızın başı ve sonu katledilmiş. Kendilerini mail yoluyla uyardık. Yazının tamamını yayınlayamama nedenleri aldıkları belediye reklamlarındandır belki ancak bu şekilde kırpılarak kendi haberleri olarak sunulması da hoş olmamış.
Bu yazıyı kaleme alırken, bir önceki analiz yazısını kaleme alan desteklerini bizden esirgemeyen Engin KARAGÖZ koronavirüs şüphesiyle gözlem altında olduğundan kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Voleybol Gündem Editör Ekibi.