Ognjenović, VakıfBank'ın sezon başında fazla umut bağlanmayan bir takım olduğunu belirterek, "Sezon başında kimse onlara fazla umut bağlamıyordu, Fenerbahçe ve Eczacıbaşı'nın yanında... Ama VakıfBank, Giovanni, kulübün gücü sahip oldukları ve besledikleri o kazanan mentalitesi – daha önemli olan şey işte bu. Ben bunu biliyordum, buna inanıyordum." ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe ile oynadıkları maçlarda VakıfBank'ın üstünlüğünü vurgulayan Ognjenović, "Fenerbahçe ile oynadıklarında arkadaşlarım bana 'Kim yarı finale çıkar?' diye sorduklarında onlara inandım. Takımdaki kızlar bana baktılar: 'Hadi ama, abartma.' Ben o durumu milli takımda yaşadım. Bir takımda kazanma mentalitesi olduğunda, bu nadirdir… Öte yandan zorludur, kazanma isteği asla azalmaz. Bu bir takımı her zaman harika yapan şeydir." dedi.
VakıfBank'ın genç oyuncularının kazanma alışkanlığına değinen Ognjenović, "Onlar gençler, ama çok genç olmalarına rağmen nasıl kazanılacağını öğrendiler. Giovanni gibi bir başantrenörle, o motivasyon kaynağı ve harikalar yaratıyor. Bütün bunların uyum içinde bir araya geldiğini gördüm. Fenerbahçe’de ise eksik olan şeyler olduğu görülüyordu." şeklinde konuştu.
Son olarak, Imoco Conegliano'nun oyun tarzına hayranlığını dile getiren Ognjenović, "Imoco dünyanın en iyi 2-3 takımı arasında yer alan bir takım. Resmi olarak Dünya Şampiyonu oldular ama VakıfBank veya Fenerbahçe'den de bahsetmeden geçemiyorum. Onları da en iyiler arasına koyarım. Conegliano’yu izlerken şöyle düşünüyorum: Keşke böyle oynayan bir takımda olsam. Saha içinde her şey adeta bir şarkı gibi akıyor. Her şey kolay görünüyor, oyuncular işlerini büyük bir rahatlıkla yapıyor. Böyle olduğunda, elbette bu özgüvenle de ilgili, oynarken keyif aldıklarını da görebiliyorsunuz." ifadelerini kullandı.